10 Aralık 2015 Perşembe

O Gün Gelecek

"Yaşamaya nasıl devam edebiliyorsun?" diye sordu. "Ben yaşamaya devam edecek gücü bulamıyorum" diye ekledi.

"O günü bekliyorum, o günü bekleyerek yaşamaya çalışıyorum." dedim.

..

Gerçekten de öyleydi, o günü bekleyerek yaşıyordum. O günün hangi gün olduğuna dair bir bilgim yoktu ama kendi hayal dünyamda geleceğine inandığım bir gün belirlemiştim ve o günü bekliyordum.

O gün gelecekti.
O gün gelecek ve o gün geldiğinde; Dünya bir başka yer olmuş olacaktı.
İnsanların sahip olduğu nefret ve kıskançlık duyguları yerini sevgi ve iyi niyete bırakacaktı. Sevgi değiştirecekti her şeyi, sevmekle başlayacaktı her şey.
Sokaktaki evsizler, evinin nerede olduğunu bile hatırlayamayan sarhoşlar, üç kuruş para kazanmak için sokaklarda gezinen hayat kadınları ve sokağın asıl sahipleri olan sokak köpekleri; sadece sokağın değil bu Dünya'nın gerçek sahipleriydi.
Tımarhane denilen yere kapatılan o insanlar yönetecekti bu Dünya'yı. Deli denilen o insanlar Dünya'yı yönetirken, o tımarhanelere kapatılmadığı için kendini akıllı sanan insanlar kendi akıllarını sorgulamaya çoktan başlamışlardı.
Şehrin en lüks mekanlarında bir masayı baştan aşağıya donatanların değil, kendi mahallelerinin köşe başında veya bir bankta usul usul içenlerin muhabbetine doyum olmayacaktı. Bir masada oturup atılan samimiyetsiz gülüşlerin değil, nerede olursan olsun içe atılan çığlıkların önemi vardı bundan sonra.
Starbucks'da oturup son model telefonunla "devrim"cümleleri yazanların değil, kralın yüzüne çıplak olduğunu söyleyebilen çocukların eseri olacaktı bu Dünya.
O gün gelecekti, o gün gelmeliydi, evet.

Beklenen tüm gemiler çoktan gelmiş olacaktı mesela. Limanlar artık birer mezardan ibaret olmayacaktı.
Tüm Dünya'nın konuştuğu yeni bir dil çıkacaktı ortaya. Saygı, bu Dünya'da insanların tümünün konuştuğu yeni bir dildi.
Ne yaparsa yapsın kendisi dışında başka biri olamayan her insan, sürüye ait olmadığı için kendisiyle gurur duyabilecek. İnsanlar kendini beğendirme, kabul görme, sevilme ve çeşitli nedenlerden dolayı olmadığı başka biri gibi görünmeye çalışmayacaktı.
İnsanlar bu Dünya'da çok satanların değil, belki de unutulmaya gün tutmuş iyi işlerin değerini bilecekti.
Bir zamanlar siyaset adı altında her türlü cinayeti işleyen, her türlü yolsuzluğu yapan; halkları fakirleşirken kendileri zenginleşen, ülkeleri hatta Dünyaları yöneten koca koca adamlara gerek olmayacaktı.
Dünyaları yöneten o koca koca siyasetçiler, istedikleri gibi kullanabildikleri medyanın karşısına bu kez en objektif halleriyle geçip, ilk defa bu kadar yalansız bir şekilde konuşarak özür dileyeceklerdi. "Dünya'nın içine ettiğimiz için özür dileriz"
Güçlü güçsüzü ezmeyecek, güçsüz güce kavuştuğu zaman yapacağı ilk şey o gücü kullanıp yeni güçsüzler yaratmayacaktı.
Mülteci diye bir kavram olmayacaktı mesela. Çünkü insanlar istedikleri yerlere istedikleri gibi gideceklerdi. Daha ben veya biz doğmadan önce belirlenen bu sınırların hiçbir önemi kalmayacaktı.
Hiçbir neden, hiçbir ölüme bir neden olmayacaktı. Allah Allah nidaları, atılan hiçbir slogan, inanılan hiçbir değer ve düşünülen hiçbir düşünce bir ölümü meşru kılamayacaktı.
İnsanlar tüm kimliklerini bir kenara bırakıp, tek bir kimlik altında birleşecekti; "insanlık."

Çocukken ayak ucu sektiremediği için oyuna başlar başlamaz kaleye geçen çocuk büyüdüğü zaman dünyanın en iyi futbolcusu olup, alacaktı intikamını.
Robotların gitgide insana benzediği için övünülen günlerden, insanların robotlaşmak istenmesine gelinmişti ve artık insanlardan birer robot olması istenmeyecekti.
Hayat bir at yarışı değildi ve insanlar da birer yarış atı. İnsanlar birbirleriyle yarışmayacaklardı.

O gün gelecekti. Gelmeliydi.
O gün gelmeliydi ki; doğan yeni güneşin bizim için doğduğunun farkına varalım. O gün gelmeliydi ki, kaybedenler olarak görünen insanların aslında birer kazanan olduğunu gösterelim. O gün gelmeliydi ki onca şey alıp götüren hayattan intikamımızı alalım. Bunun için geç bile kalsak.

O gün gelecek mi? Bilmiyorum ama gelmeli. Gelmese bile geleceğine dair umudum hep olmalı. Umudum hep olmalı ki, yaşayabileyim. Benim yaşamama neden olan şey, o günün gelme ihtimali, çok fazlası değil. En azından her insanın sadece kendi işine baktığı bir Dünya,  çok da zor değil..

O gün gelecek, o gemi de öyle..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder